Sağlık Hareketi: "Hiçbir Katkı Maddesi Yoktur" İle "Hiçbir Koruyucu Madde İçermez" Arasındaki Ayrım Ve MSG (Çin Tuzu)

"Hiçbir Katkı Maddesi Yoktur" İle "Hiçbir Koruyucu Madde İçermez" Arasındaki Ayrım Ve MSG (Çin Tuzu)





Bazı hazır çorbalarının üzerinde "hiç bir koruyucu madde içermez" yazıyor diye alıyoruz. Özellikle son çıkan çorbalar çok kolay yapılıyor ve gerçekten de lezzetli oluyor. Ancak şimdi o paketlerin üzerini okuduğunuzda içeriğinde "MSG" denilen madde olduğunu göreceksiniz! Peki "hiç bir koruyucu madde içermez" yazısı ne anlama geliyor ozaman?

MSG Nedir?
Sağlık Bakanlığı'nın dahi onaylayıp "Türk gıda koteksi'ne uygundur" izni verdiği ürünleri aslında biraz daha yakından incelemek lazım. Şimdi anlıyoruz ki ince bir çizgiye dikkat etmek gerekiyor. Şöyle ki, "hiçbir katkı maddesi yoktur"la hiçbir koruyucu madde içermez" dikkat etmediğimiz ama çok önemle bakmamız  gereken iki ayrı ama önemli bilgi.

MSG NEDİR?
MSG denen zehri piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye MSG = ÇİN TUZU adıyla satıyorlar.

Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar. O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yerine, 2-3 döner yiyesiniz geliyor.

Ayrıca ithal olarak gelen BÜTÜN GIDA MADDELERİNDE MSG VAR (Peyniri, eti, konservesi  vs.)

MSG NEDİR?
MSG , bir yiyecek katkı maddesi. MONO SODYUM GLUTAMAT

Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI?
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalığı, SARA (Epilepsi) Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı), Yağ birikimi, Obezite (doyma mekanizmasında bozukluk), büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet. Böbrek ve karaciğerde  hasarlar...

Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor. Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği cipslerde ve hamburgerlerde çok kullanılmakta.

Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.

Şimdi diyeceksiniz ki, madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?
Küreselleşen dünyada, ticaret  küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha satmak ve büyümektir. Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.

Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız. Sadece tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta. Ayrıca, basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri  çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.

Mesela Cips... Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram cips 1 Liradır. Yani 1 kg. cipsi, 20 TL'den tükettiğimizin farkında bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası.

Bu mamulleri üretenler kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır. Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi, burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı?

Gelelim genel sağlık boyutuna; son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta diyabet hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.

Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde uyarılar yazıldı. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır. Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değiller. Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız...


1 yorum:

  1. Vay anasını! Neler yiyormuşuz da haberimiz yokmuş!

    YanıtlaSil